İlçe Beyaza Boyanıyor

Belediyemiz, ilçedeki tüm duvarları beyaza boyayacak. . Avcılar piknik alanından başlayan boyama çalışmalarında, ilçe cadde, yol ve ara sokaklar dahil tüm duvarlar temizlenip boyanıyor.

Yeditepe Belediyesi İftar Çadırı Açıldı.

Yeditepe’ de, Belediye ve hayırsever vatandaşların katkılarıyla hazırlanan iftar çadırı açıldı. Çadırla ilgili bilgiler veren Yeditepe Belediye başkanı Ömer Ateş, çadırda ramazan ayı boyunca ihtiyaç sahiplerine yemek verileceğini belirtti. Ateş ''Çadıra hayırsever vatandaşlarımızın katkısı çok büyük oldu. Yeditepe’de ihtiyaç sahibi olarak 175 kişi tespit ettik. Bunlardan 150 kişi gelip çadırda yemeklerini yiyecekler. Çadıra gelemeyecek durumda bulunan 25 kişinin evlerinede personellerimiz yemek götürecek'' dedi. İftar çadırının ilk gününde başkan Ömer Ateş heyecanını gizleyemezken, ilk iftar öncesinde saat 19:20 de Duran Tokmak ilahiler okudu. Ramazan'ın ilkgününde iftar menüsü tavuk, pilav, çorba ve tatlıdan oluştu.

100 hektar tarım alanı zarar gördü

Yayladağı ilçesinde, anız yangınının büyümesiyle yaklaşık 100 hektarlık tarım alanının zarar gördüğü bildirildi. Edinilen bilgiye, Yalazlı-Gürışık köyleri arasındaki bir tarlada başlayan anız yangını, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. Yayladağı Belediyesi ve Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerinin 5 arazözle yaptığı müdahale sonrası söndürülen yangında zeytin, meyve ve defne ağaçlarının bulunduğu yaklaşık 100 hektarlık tarım arazisi zarar gördü. Yetkililer, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını kaydettiler.

Belediye Başkanımızdan Ramazan Mesajı

Mubarek Ramazan Ayının, ailemiz, halkımız, milletimiz, ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Mustafa Kemal DAĞISTANLI
Belediye Başkanı

Ramazanı Şerifleriniz Mübarek Olsun

Oruç, gerek fert ve gerekse toplum açısında büyük bir nefis terbiyesini içerir. Oruç, önce bireyin inancını, ahlâkını, düşüncesini ve niyetini arındırır. İslâm’da önce ferdin kendini düzeltmesi esastır. Fertler düzelmeden toplumda düzelme ve iyileşme beklenemez. Oruç, önce ferdi günahlardan uzaklaştırarak temiz bir toplum oluşturmaktadır.
Ramazan kelimesi, Arapça “ramiza” sözcüğünden alınmıştır. Bir kimsenin şiddetli sıcaktan dolayı içi yandığında (hararetlendiğinde) “ramiza’s-sâimü” denilir. “Ramaz”, güneşin hararetinin şiddetinden taşların son derece ısınması ve yanmasıdır. Kızgın yere de “ramzâ’ denir. “Ramazan”, yanmak anlamına gelen “ramiza” fiilinin mastarıdır yani, kızgın yerde yalın ayak yürünmesi neticesinde ayağın yanması demektir. Ramazan kelimesinin başına “şehr (ay) sözcüğü eklenerek “Şehrü Ramazan” bu mübarek aya özel isim yapılmıştır. Çünkü bu mübarek ayda açlık ve susuzluk hararetinden dolayı ıstırap çekilir yahut orucun harareti ile günahlar yakılır. (İbn Manzur, Lisânü’lArab, Beyrut, 1999, V, 315316; Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Sadeleştirenler, İsmail Karaçam ve Arkadaşları, Almanya, ts. I, 531)
Dilimizde oruç demek olan “sıyâm”, sözlükte nefsi meylettiği şeylerden alıkoymak, kendini tutmaktır. Terim olarak orucun anlamı, ehliyetli bir insanın nefsin en büyük istekleri olan yeme, içme ve cinsel ilişki gibi bilinen zaruri ihtiyaçlardan sabahın başlangıcından güneşin batışına kadar ibadet niyeti ile kendini alıkoyması yani uzaklaştırmasıdır. (Yazır, Muhammed, Hamdi, a.g.e., I, 516.) Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Ramazan ayının, günahlardan temizlenme, günahlardan uzaklaşma ve günahları yakıp yok etme gibi gayeler taşıdığı görülür. Demek ki, Ramazan ayında orucun farz kılınmasının sebebi, nefsi kötülüklerden korumak ve terbiye etmektir. Bu çerçevede Ramazan orucunun âyet ve hadislerde açıklanan önemli hikmetlerini şöyle özetleyebiliriz:
1- Günahlardan korunma
Ramazan orucunun farz olmasındaki en önemli hikmetlerden biri de günahlardan korunmayı ve uzaklaşmayı sağlamaktır. Bu konuda şöyle buyurulmaktadır: “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvâya erersiniz (korunursunuz).” (Bakara, 183)
Merhum Hamdi Yazır, “Umulur ki, takvâya erersiniz (korunursunuz)” cümlesini, şöyle yorumlar: Oruç sayesinde nefsinize ve şehvetlerinize hakim olma alışkanlığını elde ederek günahlardan, tehlikelerden sakınıp takvâ mertebesine erebilesiniz. Çünkü oruç, şehveti kırar, nefsin heveslerini mağlup eder. Azgınlıktan, kötülükten men eder. Dünyanın âdi lezzetlerini, makam ve yükselme davalarını küçük gösteririr. Hayatın lezzetini tattırır, kalbin Allah’a bağlılığını artırır, ona bir meleklik zevki ve saşığı bağışlar. (Yazır, Muhammed, Hamdi, a.g.e., I, 517)
Oruç, kişiyi kötülüklerden arındırır. Nefsin arzularına karşı bir kalkan görevini yapar. Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurur: “... Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruç tutuğu gün kötü söz söylemesin ve bağırıp çağırarak huzursuzluk çıkarmasın. Şayet kendisine birisi söver yahut, onunla kavga ederse “ben oruçluyum” desin.” (Buharî, Savm, 2; Müslim, Sıyâm, 161, 162; Tirmizi, Savm, 54; Nesâî, Sıyam, 42; İbn Mâce, Sıyam, 1)
Hadiste açıkça ifade edildiği gibi oruç, kavga, dövüş, sövme, kötü söz söyleme ve huzursuzluk çıkarmak gibi toplum düzenini bozan olumsuzluklara karşı bir kalkan görevini üstlenmekte ve toplumu kirleten günahların önüne geçmektedir.
Oruç tutan kimseler; nefislerine hakim olur. Tutmayanlar ise nefsanî arzularının peşine takılıp gider, günah batağına saplanıp kalırlar. Oruç, haset, fesat, hile, fitne gibi çirkin fiillerden uzaklaşmayı sağlar. Başkalarının malına, namusuna şeref ve haysiyetine tecavüzden alıkoyar.
Oruç, gerek fert ve gerekse toplum açısında, büyük bir nefis terbiyesini içerir. Oruç, önce bireyin inancını, ahlâkını, düşüncesini ve niyetini arındırır. İslâm’da önce ferdin kendini düzeltmesi esastır. Fertler düzelmeden toplumda düzelme ve iyileşme beklenemez. Oruç, önce ferdi günahlardan uzaklaştırarak temiz bir toplum oluşturmaktadır. Yılda bir ay farz kılınan oruç, senelik bir muhasebenin yapılmasını temin eder. Müslüman toplum, bir önceki Ramazan ayı ile içinde bulunduğu Ramazan ayı arasında manevî kazancının bilançosunu çıkarma fırsatını bulmakta, günahlarını esaslı bir şekilde sorgulama imkanını bulmakta, tevbesini yineleme cihetine gitmekte, oruç ibadeti ile maddî ve manevî temizlenmesini gözden geçirmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.s.): “Büyük günahlardan kaçınıldığı taktirde, iki ramazan aralarındaki (işlenen küçük) günahlara kefarettir.” buyurmuştur. (Müslim, Taharet, 5) Oruç tutan kimse, küçük günah işlememişse, bu durumda tutuğu oruç, sevabını artırır ve derecesini yükseltir. Orucun amacı da budur. İslâm’ın emrettiği ibadetlerin maksadı da günahlardan uzak bir toplum meydana getirmektir. Bu sebeple oruç, bu toplumun maddî ve manevî temizlik adına önemli bir teminatıdır. Zira günahlardan arınmayan bir toplumun, maddî açıdan yükselmesi, insanlık adına refah ve istikrar getirmemiştir. Öncelikle manevî yükselişle insanlık yücelmiş ve insan olmanın onurunu yaşamıştır. Bütün peygamberlerin tebliğ ve irşat ekseninde yürüttükleri mücadelenin temel amacı da budur.
2- Oruç Allah rızasına ulaştırır
Çeşitli hikmet ve yararlarının bulunması, oruç ibadetinin farz olmasının asıl sebebi değildir. Oruç ibadetinin farz olmasının asıl sebebi, Allah’ın emrine teslimiyet ve O’nun rızasına ulaşmaktır. Orucun ahlâkî ve sosyal faydalarından önce, onun teslimiyet ve rıza boyutunu düşünmek gerekir.
Oruç, Allah Teâlâ emrettiği için tutulur. Kulluğun temel ilkesi “İşittik, itaat ettik.” (bkz. Bakara, 285), sözleşmesine dayanır. İtaat ve bağlılık önce gelir. Hikmet ve yararlar ise bu teslimiyet ile kendini göstermeye başlar. Kısa bir ifade ile kul, kendisine emredilen bir ibadeti, hikmet ve faydasından dolayı değil, Allah emrettiği için yerine getirir.
Şu kutsî hadis, oruç ibadetinde Allah rızasının temel teşkil ettiğini göstermektedir:
“...Oruç, benim içindir. Onun mükafatını ancak ben veririm. Kulum, nefsânî arzularını ve yemesini benim rızam için terk eder…” (Buharî, Savm, 9; Müslim, Siyâm, 164; İbn Mâce, Sıyam, 1; Ahmed b. Hanbel, 1, 446) Oruç tutan kimse, tayin edilen zaman diliminde sadece Allah rızası için yememekte, içmemekte ve kendisi için mubah olan nefsânî isteklerini terk etmektedir. Oruç; nefsin vesvesesine ve aldatmasına karşılık en büyük korunma vasıtasıdır. Nefis oruçla terbiye edilir ve kontrol altına alınır. Oruç, bir sabır işidir. Oruçta gösterilen sabır sayesinde kişinin, Allah’a olan bağlılığı ve dindeki samimiyeti artar. Orucun kazandırdığı feyiz ve ilhamla kul, Allah’ın rızasını elde eder. Ramazan ikliminde ve oruç kulvarında koşan mü’min, yana yana, pişe pişe Allah’a teslimiyetini gösterir ve O’nun rızasına ulaşmak için gayret sarf eder.
3- Oruç bir şükran ifadesidir
Kur’an-ı Kerim, Ramazan ayının en faziletli gecesi olan kadir gecesinde dünya semasına, Beyti Mamur’a bir defada indirilmiş, sonra yirmi üç senede azar azar, parça parça Peygamberimiz Hz. Muhammed’e vahyedilmiştir. “Rabbinin adıyla oku” âyetinin inişi Ramazanı Şerifin Kadir gecesine tesadüf etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu mübarek aydan başka Allah’ın övgüsüne mazhar olarak ismi açıkça söylenen bir ay yoktur. (Yazır, Muhammed Hamdi, a.g.e., I, 532533) Ramazan ayının şöhreti ve ayların sultanı olması, bütün insanlığa bir hidayet rehberi ve nur kaynağı olan Kur’an’ın inişine başlangıç olmasındandır.
Allah Teâlâ’nın ihsan ettiği nimetlerin başında vahiy nimeti gelmektedir. Bu anlamda Kur’an-ı Kerim, bütün insanlık ve özellikle bu ümmet için büyük bir nimet ve şereftir. Allah Teâlâ’nın kelâmının elimizde ve aramızda canlı bir şahit olarak bulunması, tarifi mümkün olmayan yüce bir nimet ve şükredilmesi gereken büyük bir lütuftur. Böyle eşsiz bir nimete sahip olmanın karşılığında Rabbimiz, bizden oruç tutmamızı emretmiştir. Bu izaha göre düşünüldüğünde Ramazan ayına, Kur’an’ın inişini belgeleyen şükür ayıdır, denilebilir.
Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayında yapılması gereken en önemli faaliyet, Kur’an’ın anlaşılması için gayret gösterilmesidir. Ramazan ayının, Kur’an’ı anlama ayına dönüştürülmesi, bütün Ümmeti Muhammed için büyük bir dirilişin başlangıcı olabilir. Çünkü Kur’an, insanlara açıklanması ve üzerinde düşünülmesi için gönderilmiştir. (Nahl, 44) Kur’an, insanların hayatına yön vermek için indirilmiştir. (Nisâ, 105) Kur’an’ın, insanlar arasında hüküm ve hakem kitabı olması, ancak onun anlaşılmasına, araştırılmasına ve ilkelerinin hayata hakim olmasına bağlıdır. Ramazan ayının bu düşünce ile ihya edilmesi, müminlerin ve insanlığın önünü açacak ve yolunu aydınlatacaktır.
Kaynak : Not: Bu yazı, Diyanet Avrupa Dergi 2005 Ekim sayısında yayınlanmıştır
Dr. Kerim Buladı
Zeytinburnu Vaizi

Türkiye-Suriye Arasındaki Kardeşlik Duyguları İşbirliğine de Yansıtılmalı

Küreselleşme olgusunun beraberinde ülkeler arasındaki işbirliğini de yoğunlaştırdığını vurgulayan Lekesiz, "Bizim Suriye ile ortak, tarihsel ve kültürel bağlarımız var. Bunun yanında, 2000'li yılların başından itibaren, her geçen gün daha da yoğunlaşan bir sosyal ekonomik ilişkiler de başlamıştır. Halklarımız arasındaki çok sıcak, dostluk ve kardeşlik duygularının da karşılıklı var olan işbirliğine yansıtılmasında fayda vardır. Bu nedenle de karşılıklı işbirliği ortamını her alanda geliştirmenin her iki taraf için de yararlı olacağını düşünüyorum. Mümkün olan en kısa zamanda iade-i ziyarette bulunacağımı da ifade etmek isterim" dedi.

Vali Lekesiz'i, yeni görevi nedeniyle tebrik etmek için Hatay'a geldiğini belirten İdlip Valisi Khaled Al Ahmed, "Ben inanıyorum ki önümüzdeki dönemlerde karşılıklı olarak daha sık ziyaretler ve görüşmeler gerçekleşecek. İki ülke arasındaki iyi ilişkilere yakışan bir şekilde bizler de bu çabaya katkı sağlayacağız. Bu bir başlangıç oldu. Bizler Valimizi de İdlip'te görmek isteriz" şeklinde konuştu.

Polat göreve başladı

Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat görevine görevine başladı. Polat, yaptığı açıklamada, çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptığını, son olarak Erzincan Vali Yardımcılığı görevinin ardından Yayladağı'na atandığını söyledi. İlçe hakkında gerekli bilgiye sahip olduğunu, daire müdürleriyle koordineli şekilde ilçenin gelişmesi, vatandaşların huzur ve güveni için çalışmalar yapacaklarını kaydetti. Evli olan Polat'ın 3 çocuğu bulunuyor.

Yüzlerce Kişi Barlam Manastırı'na Yürüdü

Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki Keldağ üzerinde bulunan Barlam Manastırı yürüyüşüne Yayladağı Gençlik Derneği'nin organizesiyle yüzlerce kişi katıldı.

Türkiye'nin dört bir yanından ve Yayladağı ilçesinden kadınlı erkekli birçok vatandaşın katıldığı yürüyüş, ilçeye bağlı Çandır köyünden başladı. Yaklaşık 2 saat süren yürüyüşe Ankara, Kayseri, Adana, Gaziantep, İskenderun sivil toplum temsilcilerinin yanı sıra, Türkiye'nin 34 üniversitesinin öğrenci temsilcileri katıldı.

Bin 200 rakımlı Barlam Manastırı yürüyüşü sırasında bir konuşma yapan Yayladağı Gençlik Derneği Başkanı Mehmet Toktaş, "Yapımı Milattan Önce 3. yüzyıla dayanan bu manastır, 526 yılında meydana gelen deprem sonrası yıkılmış ve bu önemli tarihi mekan kaderine terk edilmiş. Bizler de bunu yetkililere duyurmak için böyle bir etkinlik düzenlemeye karar verdik. Bu yürüyüş ilçenin ve manastırın tanıtımı için ciddi bir başlangıç oldu. Bu yürüyüşü geleneksel hale getirip manastır ile ilgili projeler hazırlamak istiyoruz" dedi. Yaklaşık 5 saat sonra ilçeye gelen ekip davul zurnalar ile karşılanırken, yürüyüşe katılanların etkinlikten memnun oldukları gözlendi.

Şenköyde kaza 2 kişi öldü

Pazar günü Yayladağına bağlı Şenköy beldesinde meydana gelen kazada 2 kişi hayatını kaybetti. Şenköyden Antakya yoluna kontrolsüz çıkmaya çalışan taksi Yayladağı istikametinden Antakya'ya giden yolcu münibüsü ile çarpıştı. Kazada taksi şöförü ile yanındaki bir kişi öldü, 3 kişi yaralandı.

İhale İlanı

YAYLADAĞI KAYMAKAMLIĞI KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİNCE 2009 YILI KÖYDES YEDEK PROJE KAPSAMINDA BULUNAN YAYLADAĞI DENİZGÖREN KÖYÜ ŞEBEKE DEĞİŞİMİ VE MOTOPOMP YAPIM işi ihale edilecektir.

 

İhale şartları için tıklayınız.

Belediyemiz Yeni İş Makinesi Aldı

Yayladağı Belediyesi 1995 yılında alınan ve kullanılamaz durumdaki iş makinesinin yerine "0" km iş makinası satın aldı. Sağlıklı çalışmayan eski iş makinesinin, sürekli arıza yaptığı ve bazı işlerin aksadığı nedeniyle iş makinesi ( kazıcı-yükleyici ) öğrenilirken, iş makinesi 8 Ağustos cumartesi günü ilçemize getirildi. Belediye Başkanı Mustafa Kemal Dağıstanlı, arızalı olan iş makinemiz, çalışamaz hale gelmişti. ilçemizin, halkımızın işini daya iyi ve zamanında çözebilmek için iş makinesi almaya karar verdik. Göreve geldiğimiz 4 ay içerisinde doğru yatırımlar ve tasarruf ile iş makinemizi ilçemize kazandırdık. ilçemize hayırlı uğurlu olması dileğiyle" dedi. Yeni iş makinesinin borçlanılmadan, peşin para ile alındı, eski iş makinesini ihale ile satışa sunuldu.

Dans Gösterileri Beğeniyle izlendi

Yayladağı Belediyesi ve Mustafa Kemal Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen, Polonya dans gösterileri ve Türk halk oyunları gösterisi büyük ilgi gördü.
Gösteri öncesi Rektör Canda ile Belediye Başkanı Mustafa Kemal Dağıstanlı öğrenciler ile birlikte esnafları dolaştı.
Yayladağı Hükümet Konağı önünde yapılan etkinlikte vatandaşların erkenden yerlerini aldıkları gözlemlendi. İlk olarak sahneyi Polonya dans grubu aldı. Halk tarafından beğeniyle izlenen Polonya Dans Grubunun ardından, 3 yıl üst üste Avrupa da yapılan yarışmalardan birinci seçilen MKÜ halk oyunları sahne aldı. Çeşitli yörelerin oyunları ile halkı eğlendiren Türk halk oyunları ise finalde oynadıkları kolbastı ile izleyenlerin gönlünü fethetti. Gösteri Öncesi Konuşma Yapan Rektör Şerafettin Canda; 3 yıl üst üste birinci olan Halk oyunları ekibimizi Polonya dans grubu ülkelerine davet etmişti. Ekip olarak Polonya da gösteri yaptık. Daha sonra biz Polonya dans grubunu ülkemize davet ettik. Polonya dans ve Türk halk oyunları topluluğunu Hatay’ımızın tüm ilçelerinde halkımızın beğenisine sunduk” bize bu fırsatı veren Başkan Mustafa Kemal Dağıstanlı’ya ayrıca teşekkür ederim” dedi.
Saat 20.30 da başlayan ve yaklaşık 2 saat süren etkinlik vatandaşlar tarafından beğeniyle izlenirken, Polonya Bytov belediye başkanı Andry Hristiyan önderliğindeki Polonya dans grubu ve Türk halk oyunları ekibinin ilçedeki ilgiden memnun oldukları gözlemlendi. Gösteri sonunda açıklama yapan Yayladağı Belediye Başkanı Mustafa Kemal Dağıstanlı, öncelikle bu topluluğun ilçemize gelmesini sağlayan Mustafa Kemal Üniversitesine halkımız adına teşekkür ediyorum. Bu tür etkinlikleri ilçemize getirmeye devam edeceğiz” dedi.

 

Yayladağı Festivali'nden renkli görüntüler

Lütfullah Bilgin ilçemizde

İlçemizin yetiştirdiği en önemli isimlerden merkez valisi Lütfullah Bilgin ilçemize ziyarete geldi. ilçe esnafını ve yakınlarını dolaşan valimiz, daha sonra belediyemize gelerek, Belediye Başkanımız Mustafa kemal Dağıstanlıyı makamında ziyaret etti. Vali Lütfullah Bilgin, Belediye Başkanımız Mustafa Kemal Dağıstanlı, eski belediye başkanı H. Uğur Ballı, Kösrelik Muhtarı Abdullah Altıok ve zabıta komiserimiz İbrahim Bozkurt ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Davetlisiniz

Yayladağı Belediye Başkanı ve Festival Komite Başkanı Mustafa Kemal Dağıstanlı, Bu Yıl 11. Sini Gerçekleştirecekleri Yayladağı Festivali Hazırlıklarının Tamamlandığını Söyledi.
10 yıl önce ilki gerçekleştirilen ve geleneksel hale gelen Yayladağı Festivali'nin, bu yıl 11. sini yapacak olmanın heyecanını yaşadıklarını vurgulayan Dağıstanlı, 2 gün sürecek festival ve aba güreşleri için belediye olarak çalışmalara aylar öncesinden başladıklarını ve şu an tüm hazırlıkların sona erdiğini belirtti.
Dağıstanlı, ilçe halkının kaynaşmasında ve ilçenin kalkınmasında önemli yere sahip olan festivalin, 8 Ağustos tarihinde Hükümet Konağı önünde saat 17.00'de saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayacağını ifade etti.
Dağıstanlı, 11. geleneksel Yayladağı Festivali ve Aba Güreşleri'ne tüm Hataylıları davet etti.