ATATÜRK YAYLADAĞI’NA GELEREK SINIRI GEZDİ Mİ?

. 18 Ocak 2011 Salı
  • Agregar a Technorati
  • Agregar a Del.icio.us
  • Agregar a DiggIt!
  • Agregar a Yahoo!
  • Agregar a Google
  • Agregar a Meneame
  • Agregar a Furl
  • Agregar a Reddit
  • Agregar a Magnolia
  • Agregar a Blinklist
  • Agregar a Blogmarks

120’ye Merdiven Dayayan Ahmet Dede, Tarihe Tanıklık Ediyor…

118 yaşında Ahmet Kodalak, Osmanlıyı ve iki padişah dönemi yaşadı. Fansız işgalini yaşadı. Hatay’ın Türkiye’ye katılışına tanıklık etti. 120’ye merdiven dayadı ama her şey aklında.

İki Padişah Gördü; Hatay Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerinin Kuruluşuna Tanıklık Etti; Yakınlarının büyük bir bölümünü cephede şehit verdi. Fransız İşgal yıllarında yapılan Hatay’ın yollarının yapımı sırasında 3 yıl çalıştı. Fransız Ordusunda Paralı Askerliği teklifini kendi isteğiyle babası reddetti. Fransızların ‘Fransa’ya gel’ teklifini geri çevirdi. İlk kez 10 yaşında iken gördüğü babasının ölümünün ardından Emniyet teşkilatında göreve başladı ve emekli oldu. İlk Kimliği Doğum tarihi Hicri Takvime göre 00.00.1326 (Miladi 1908) de 15 yaşındayken çıkartılmış. Resmi yaşı 103 gözükse de 118 yaşındaki Ahmet Kodalak’ın öyküsünü ‘Hatay’ın gizli kalmış tarihi’nde”

ATATÜRK YAYLADAĞI’NA GELEREK SINIRI GEZDİ Mİ?

Ahmet Kodalak, Resmi Kayıtlarda 103 yaşında, İlk Kimliğinin 1908 yılında 15 yaşında iken çıkarıldığını söylüyor. Kodalak’ın gerçek yaşı 118. 118 Yıllık ömründe tarihin önemli kilometre taşlarına tanıklık eden Ahmet Kodalak. Savaşa, barışa, mutluluğa ve hüzne tanıklık etti. Bir Yüz yıla tanıklık eden Ahmet dede, 90 yaşındaki Hayat arkadaşı Mediha Kodalak ile tek odalı evinde kızı ve torunlarının kısıtlı imkânlarla, yardımıyla yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Geride bıraktığı yüzyılı anlatmaya başlayan asırlık çınar Ahmet Dede, anılarına dolu dolu gözleriyle, yakınlarının büyük birçoğunun cepheye savaşa gittiğini ve geri dönmediğini söylüyor. Ahmet Kodalak “Kimse geri dönmedi. Bir tek babam döndü onunda askere gidişini hatırlamam ama döndüğünde ben 10 yaşındaydım” dedi.

PADİŞAHIN ÖLÜMÜ HALAY ÇEKEREK KUTLANDI

Yaşamı Boyunca İki Osmanlı Padişahının yönetimine tanıklık Eden Ahmet Kodalak, Osmanlı’nın Sultan Reşat ve Sultan Hamit dönemleri aklında. Ahmet dede “Sultan Reşat öldü. Sultan Hamit’in hile yaptığı söylenirdi. ‘Sultan Reşit öldü’ dediler sonra bir Türkü çıkardılar. “Ölmüş Reşit Ölmüş Kabuğu Karanlık Olmuş” diyerek depki (halay) çekerlerdi büyüklerimiz. Öldü diye sevindiler, çünkü Sultan Reşat’ın yönetiminden Memnun değillerdi “diye konuştu.

1915 OLAYLARI

1915 Ermeni olaylarından hafızasında kalanları da aktaran Kodalak “Samandağ sahiline bir geminin geldi ve yörede yaşayan birçok Ermeni bu gemiye bindi. Ermenilere kimse karışmadı ve bir komutan gitmek isteyen bütün Ermenilerin gemiye binmesini sağladı.

İŞGAL YILLARINDA HATAY

Fransızların ilk olarak Antep’e girmek istediğini belirten Kodalak, Antep halkı Fransızlara karşı direndi. Bizden de destek istediler ve bizim köyden 3 kişi gitti. Antep’e giremeyen Fransızlar yol değiştirip Dörtyol üzerinden Hatay’a girdi ve çete savaşları başladı. Ama Fransızların askeri çoktu. Ne kadar köylü varsa hayvanlarımızı ve yiyeceklerimizi alarak dağa kaçtık” dedi.

FRANSIZ KOMUTANIN CAMİ HASSASİYETİ

Fransızların, Antakya’yı işgal etmesinin ardından yürüyerek Yayladağı’na doğru yola çıktığında önüne gelen her şeyi yaktıklarını belirten Kodalak, köylerini korkudan tamamen boşaltmak zorunda kaldıklarını anlattı. Kodalak “Fransızlar Önüne gelen her şeyi yakıp yıktılar. Biz dağlara çıktık. Çeteler Fransız askerlerine pusu kurdu. Yayladağı’nın Bezge, şimdiki adıyla Yeditepe yakınlarında sabah saatlerinde Türk çeteleri tarafından Köylerin tamamının boşaltılması istendi. Bizimkiler yukarıdan attığını vurdu. Fransız askerleri top arabalarını kurana kadar birçok Fransız askeri vuruldu. Bizden Karaköse köyünden Mehmet Çirkin vardı, onu öldürdüler ve üç kişiyi de esir aldılar. Her şeyi yakan Fransızların Komutanı camiye dokundurmadı. ‘Burası ibadet yeridir’ deyip camilerimizin yakılmasına izin vermedi. Dağdan Yayladağı’na baktığımızda her yerin yandığını gördük” dedi.

Fransızların o geceyi Yayladağı’nda geçirdiğini belirten Ahmet Kodalak, daha sonra Fransızlar tarafından Yayladığı’nın o dönemki ismi ile ‘Ordu’ olarak nahiye edildiğini söyledi. Kodalak, işgal yıllarından Fransız askerlerinin erzakının temini için kendilerinden Buğday ve hayvan istendiğini belirti.

Fransızların Hatay’ı işgal ettiği yıllarda 15 yaşında olduğunu belirten Kodalak “Sulh (Barış) olduktan sonra normal yaşantımıza döndük. Fransızlar, ev ev gezerek kimlik çıkarttılar. İlk kez kimliğimde o zaman çıktı. Dinimize karışmadılar, istediğimiz gibi camiye gittik namazımızı kıldık. Kuran okumamıza da izin verdiler” diye konuştu.

HATAY YAYLADAĞI YOLUNDA 3 YIL ÇALIŞTIM

Bir gün Fransızların gelip Antakya-Yayladağı arasında yol yapılacağını söylediğini kaydeden Kodalak, her haneden bir kişi istediklerini aktardı. Babasının ev işleri, tarla ve hayvanlarla uğraştığı için yolun yapımında kendisinin görev aldığını belirten Kodalak, yazın çalışarak 3 senede yolu tamamladıklarını ve arabanın geldiğini söyledi.

HATAY’IN ANAVATANA KATILMASI…

Sulh döneminde Hatay’ın ileri gelen ağaları ile Fransızların ittifak yaptığını aktaran Kodalak “Fransızlar 20 seneden fazla kaldılar ve bir referandum süreci yaşandı. Atatürk’ün talimatı ile işgal yıllarından Hatay’dan kaçan ve Hatay nüfusuna kayıtlı herkesin Antakya’ya dönmesi sağlandı. Referandumda oy kullandık ve Türkiye isteyenler daha çok oldu ve Hatay Türkiye katıldı. Kışla ve Hastane eskiden yoktu, Fransızlar yaptı. Fransızlar zengindi, buradan giderken 4 teneke altın götürdüler; bizi de götürmek istediler. Fransız ordusunda paralı asker olmamızı teklif ettiler” dedi.

“HATAY’IN SINIRI 1 TENEKE ALTIN KARŞILIĞI GERİ ÇEKİLDİ. BUNA KIZAN ATATÜRK DERVİŞ KILIĞINDA SURİYE HUDUDUNU GEZDİ”

118 Yıllık yaşamında Türkiye’nin önemli kilometre taşlarına tanıklık eden Ahmet Kodalak, Suriye hududu çizilirken, Kesap kasabası yakınlarındaki ve şuanda yoğun olarak Bayırbucak Türklerinin yaşadığı Maafkartalı mevkisinin Türkiye toprakları olarak belirlendiğini, ancak sınırı çizen kişinin 1 teneke altın karşılığında 1 saat yürüme mesafesinde sınırın Yayladağı’na kadar çektiğini söyledi. Bunu haber alan Atatürk’ün ‘bizi sattılar diyerek’ derviş kılığında sınır mevkiinde inceleme yaptığını da öğrendiğini belirten Kodalak, Hatay il sınırının Kesab’ı da içine aldığını aktardı.

bu haber hataypress adresinden alınmıştır.

0 Yorumlarınız:

Sohbet Kutusu