Yayladağı İlçesi: Yayladağı Kapalı Ceza Evinde Açılmış Olan Süt Sığırcılığı Kursu

Yayladağı Kapalı Ceza Evinde Açılmış Olan Süt Sığırcılığı Kursu

Gönderen Mursel Sevik zaman: 18:57 . 13 Şubat 2008 Çarşamba

Etiketler: Sosyal Yardımlaşma, Yayladağı Haber, yayladağı kaymakamlığı

Yayladağı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından Yayladağı Kapalı Ceza Evinde açılmış olan Süt Sığıcılığı Kursuna katılan 27 mahkumdan, başarılı olan 15 mahkuma sertifikaları Yayladağı Cumhuriyet Baş Savcısı Ömer Emre OKUMUŞ ve Yayladağı Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet AYDIN tarafından yapılan törenle verildi.Sertifika töreninde konuşma yapan Cumhuriyet Baş Savcısı Ömer Emre OKUMUŞ bu yıl Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile işbirliği içerisinde Sosyal Bilgiler, Seracılık, Zeytin yetiştiriciliği, Koyun yetiştiriciliği, Arıcılık ve Süt Sığıcılığı kurslarını açtıklarını bu kurslar sayesinde mahkumlarımızın Sosyal hayata çıktıklarında hayatlarını kazanabilmeleri için yardımcı olmak ve meslek sahibi olmalarını sağlamak olduğunu söyledi.

Mahkumlar kurslardan dolayı çok memnun olduklarını boş boş oturmak yerine meslek sahibi olduklarını belirterek bu aktivitelerin devam etmesini istediler ve açılan kurslardan dolayı Cumhuriyet Baş Savcısı Ömer Emre OKUMUŞ ve Halk Eğitim Müdürü Mehmet AYDIN’A teşekkür ettiler.

0 Yorumlarınız:

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Yorum Gönder

©Sevgili Ziyaretçiler bu sayfadaki bilgiler sizler için değişik sitelerden derlenmektedir..2006-2008 Yayladağı İlçesi
Yayladağı İlçesi İlçenin tarihi durumu milattan önceki yüz yıllara kadar uzanmaktadır. Bölgenin batısında bulunan ve yörenin en yüksek yeri olan Keldağ üzerinde mahalli ismi Harabe Kilise olarak bilinen ve tarihi kayıtlara göre ismi Barlahan olan kilisede yapılan kazılarda üç devreye ait paralar bulunmuştur. Bu paraların İyonyalılar'a, Romalılar'a ve Abbasiler'e ait olduğu tespit edilmiştir. Yine aynı bölgede Montblace isminde bir şehrin bulunduğu ve dünyanın üçüncü büyük şehri olduğu, bütün kervan yollarının buradan geçtiği, dünyada ilk olarak şarapçılık ve ipekçilik monopolünün burada kurulduğu, 60 odalı hastanenin yapıldığı tespit edilmiştir. Şehrin üzerinde kurulduğu Keldağ' ın volkanik bir dağ olması dolayısıyla bir püskürme neticesinde şehrin tamamen yok olduğu belirtilmektedir. Yine Keldağ üzerinde bulunan bu kilisenin 1700 yıllık olduğu, Senpiyer kilisesinden sonra yapıldığı araştırma neticesinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca Denizgören köyünün Bayındır adı verilen mevkiinde Hocalar kilisesinden önce yapıldığı, şu savla ileri sürülmektedir. Hıristiyanlık dininin ilk ortaya çıktığı dönemde bu dine mensup olan çeşitli baskılarla karşılaşmakta ve bu kişiler genellikle gözden uzakta, saklanması ve kaçması kolay olan yerlerde yetiştirilmektedir. Bu sebeple Hıristiyanlık dinin içerisindeki resimler özelliğini günümüze kadar korumuştur. İlçe daha sonra Osmanlılar'ın idaresine geçmiş I. Dünya Savaşı sonuna kadar bu yönetime bağlı olarak kalmıştır. Evliya ÇELEBİ Seyahatnamesinde ilçeden Trablusgarp Şam'a bağlı ORDU köyü olarak bahsetmektedir. I. Dünya Savaşının sonunda ilçe Fransız işgaline uğramış ve 18 yıl Fransız yönetiminde kalmıştır. Hatay’ın müstakil devlet olması üzerine bir yıl Hatay devletinin bir ilçesi olmuş ve Hatay’ın Anavatan'a ilhakı ile 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne katılmıştır. İlçenin ismi Karadeniz bölgesindeki "Ordu" ile karıştırılmaması için ilçenin doğusunda bulunan Yayladağı adından esinlenerek YAYLADAĞI olarak değiştirilmiştir.

The Forte theme by Moses Francis
Port to Blogger by Blog and Web and BTemplates